Lalenin en önemli özelliği, kışın kardelenden sonra açan ilk
çiçek olması ve 1,5 aylık ömre sahip olmasıdır. Lâle eksi dereceden etkilenmez,
donmaz ve bahar müjdecisi olarak da sembolik bir önem taşır. Lale doğada baharın,
yani yeniden dirilişin müjdecisi olan çiçektir.
Ters lale ise boynunu büktüğü ve nektarları döküldüğü için
hüznün sembolü olarak görülmüştür. Anadolu’da ‘ağlayan lale(gelin)’ olarak da adlandırılır.
Sevdikleri öldüğünde yakınları, mezara ters lale dikerek hüzünlerini belirtmişler.
Van ve Hakkâri’deki birçok mezarlıkta ters laleyi görmek mümkündür. Yrd. Doç. Dr. Şevket Alp, ters lalenin anavatanının Anadolu toprakları
olduğunu söylemektedir. Avrupa’ya 16 yy da Fransız bir botanikçi tarafından
götürülmüş ve bu ters lale ile ilgili efsaneler üretilmiştir.
Hıristiyanlıkta ters lâle Hz. Meryem’i temsil eder ve
Ağlayan Gelin olarak anılır. Söylenceye göre, Hz. Meryem, Hz. İsa çarmıha gerilirken
iki katre gözyaşı akıtmış ve gözyaşlarının toprağa düştüğü yerden bu çiçek
bitivermiştir. Hazreti İsa’nın çarmıha gerilişi sırasında boynunu büktüğüne
inanılan ve Hıristiyanlar tarafında kutsal sayılan ‘ters lale’, Müslümanlar tarafından
da hüznün sembolü olarak mezarlıklara dikilir.
Osmanlı'nın son dönemlerine kadar ters lale, "devletlum; ömrüne
bereket, seni ve devletimizi seviyoruz ama sen de bizi biraz daha sevemez
misin!" anlamında bir yakınma ve arzu hal belirtme amacıyla
kullanılmıştır.
Günümüzde ise ters lale motifi görünümü itibari ile birçok tasarımcının da
dikkatini çekmiş düşünebildiğiniz tüm alanlarda tasarımlara konu olmuştur. Masa
örtüsünden kolyeye, yüzükten tabloya geniş skalada bir ürün yelpazesinin
icrasında kullanılmıştır. Doğanın verdiği eşsiz simgelere, insansoyunun
yüklediği misyonlar daha da anlamlı olmasını sağlamıştır. Bazen sadece bir
aksesuar ya da eşya gibi görünse de taşıdığı anlamlar ile çok şeyi ifade
etmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder