6 Ekim 2014 Pazartesi

Şans Figürleri



Doğada nadir bulunan şeyler insanlar tarafından uğurlu sayılmış. Her kültürde, her coğrafyada rastladığımız bu tılsımlı şeyler bazen bir bitki, bazen bir hayvan, bazen de eşya olarak karşımıza çıkıyor.
Şanş, talih, uğur… Gözle göremediğimiz ama varlığına inandığımız bu kavramlar insan hayatında o kadar önemli o kadar belirleyici olmuş ki insanlar başarıya ulaşmak için bu soyut  kavramları semboller bularak somutlaştırmışlar. Verdiği güce, tılsıma, büyüye ya da nasıl tanımlanırsa ona o kadar inanılmış ki o objesiz adım atmamaya başlamışlar. Bugün uğurlu kolyemi takmadım işim olmayacak, şans getiren yüzüğümü kaybettim işim rast gitmeyecek… diye düşünen bir sürü insanla karşılaşabiliyoruz. Belki inanmayacaksınız ama gerçekten işleri yolunda gitmiyor bu insanların. Bunu uzmanlar objeye değil kişinin kendine güvenme olayıyla açıklıyor. Şöyle ki obje varken nasılsa uğurlu tılsımım var, o bana yardım eder pozitif düşüncesi ile kendine güveni tavan yapıyor. Unutmayın inandığınız zaman her şey mümkündür, yeter ki yeterince inanın! Obje yokken de tam tersi tılsımım yok, başaramayacağım negatif düşüncesi ile kendine olan güvenini kaybediyor. Ve malum son: başarısızlık! Yani marifet objede değil kendinde…
Gelişen teknoloji ve küreselleşen dünya bu şans sembollerini ithal etmemizi de sağladı. Hindistan’dan fil, Arap ülkelerinden Fatmanın Eli… Yerli olarak taa eskilerden gelen şans işaretlerimiz de yok değil. Mesela at nalı, hatırlıyorum da ilk evimizin girişinde asılıydı. Nazar boncuğu kolye, bileklik takmışlığımda var. Kadeşimin evinde de yedi tane fil var. Gelen cama doğru tutun uğurdur diyorlarmış :)
Nazar boncuğu, at nalı, dört yapraklı yonca… Bir nevi motive olma araçları gibi görebiliriz. Şanslı olmak için nal, yonca; kem gözlerden korunmak için nazar boncuğu… Kendini güvende hissetmenin, motive olmanın sembolleşmiş halinden başka bir şey değiller bence. 

İyi günlerde şansla kullanın  :)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder