Kuyumculuk kelimesinin; Çağatay lehçesinde “tunç dökümü” anlamına geldiğini ve kuyum sözcüğünün, altın gümüş gibi metalleri ateşte eritip çekiçle şekillendirerek yapılan süs işlerine denildiğini, kuyumculuğun ise, kıymetli metal ve taşlarla süs eşyalarını imal etme sanatına verilen ad olduğunu,
Altının kimyasal sembolü olan Au’nun, Latincede “parlayan şafak” anlamında bir kelime olan. “Aurum” dan geldiğini,
Altının saflığı dünyada genelde üç ayrı sistemle ifade edilir ve ağırlığında ons esas alınır.
1 ons’un yaklaşık 31,1 gr olduğunu,
Altının erimesi için gereken sıcaklığın 1063 C olduğunu,
Gümüşün en çok, ABD’de (Arizona, Utah, Colorado), Kanada, Rusya, Peru ve Güney Afrika’da, ülkemizde de Kütahya, Gümüşköy, Aktepe’de üretildiğini,
Elmasın dünya üzerinde bilinen en sert mineral olduğunu, Yunanca bir terim olan ve “hükmedilemez” anlamına gelen “adamas” kelimesinden geldiğini,
Her elmasın eşsiz olduğunu ve hiçbir elmasın diğerinin aynısı olmadığını,
Tek bir elmasın bulunabilmesi için bir evi dolduracak kadar toprağın elenmesi gerektiğini,
Pırlanta’nın, elmasın 57 fasetli kesime verilen ad olduğunu,
Mücevher haline getirilen pırlantaların %5’inden azının 1 karattan daha büyük olduğunu,
En genç elmasın 900 milyon yaşında, en yaşlısı ise, 3,2 milyar yaşında olduğunu, elmasların her birinin benzersiz olduğunu,
İlk kez 16’ ncı yüzyılın sonunda Venedikli Vincenzo Peruzzi’nin 57/58 fasetli pırlanta yontumu yaptığını,
Elmasın ölçü birimi olan karatın anlamının keçiboynuzu ağacının tohumlarından geldiğini, ve bunların değerli taşların ağırlığını ölçmede kullanılan standart bir ölçü birimi olduğunu,
İlk zümrütlerin İÖ 650’ lerde Yukarı Mısır’da elde edilip işlendiğini,
Resmi olarak basılan ilk altın para, Anadolu’da Lidya Kralı Croisus (Karun) tarafından darp edildiğini,
Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman gibi çok önemli Osmanlı Padişahlarının şehzadelikleri sırasında kuyumculukla uğraştıklarını,
Dünyanın ilk kapalı alışveriş merkezinin 1467 yılında kurulan Kapalıçarşı olduğunu,
Sol elin dördüncü parmağına pırlanta yüzük takma geleneğinin eski Mısırlılardan geldiğini,
Yaklaşık 10 gr ağırlığındaki bir altın kütlesinin 11m²’lik bir alanı kapsayacak genişliğe ulaşıncaya kadar dövülebileceğini,
Artık biliyorsunuz :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder